Setter Deyince

Hepimizin bildiği üzere Setter av köpekleri bazı avcıların vazgeçilmezi olmuştur. Setter deyince kimi avcının aklına tüylü bir köpek, kimine basit bir av köpeği, kimine vazgeçilmez bir dost olarak gelmektedir. Benim için ise Setter herzaman vazgeçilmez bir dost algısıyla kalmış ve eminimki ebediyete kadar öyle kalacaktır. Çünkü bu ırkta görebilene bir av köpeğinden çok şey saklıdır, benim için en cezbedici hali ise bir Setter boynundaki canla beraber sık bir ormanın içinde çalı çıtır dinlemeden avın peşine gittiği zaman  kalp hızlanır, o an dünyanın en önemli olayı oymuş sanki başka hiçbir dert,tasa,sıkıntı yokmuş gibi olur. Hele o çan sesi durur ormana girer, onu ararsınya o an dünya durur, nefesler tutulur. Bir derdimiz var İse Setterle av bulmaymış diye ayrılır.“İki ayrı beden bir bütün ruh olarak” işimize devam ederiz.

Irk olarak ilk Setter, İspanyol ve Fransız pointerlarını başlangıç noktası alarak 1500’de Fransa’da geliştirilmiştir. Üç yüzyıl sonra 1800’lerin başlarında ilk Fransız av köpeklerinden İngiliz Setteri geliştiren Sir Edward Laverack adında bir üreticinin ülkesi olan İngiltere’ye getirilip, Laverack, ırkın geliştirilmesinde öylesine anahtar rol oynamıştır ki ırk genelde Laverack Setter diye de anılır. Laverack’ın köpekleri güzellikleri ile ünlüdürler. Bu köpekler günümüzün show köpeklerinin de ataları olmuşlardır. Diğer bir İngiliz üretici, Llewellin, de ikinci bir ünlü İngiliz Setter kanı yaratarak. “Setter” kelimesi köpek avı belirlediğinde sergilediği neredeyse oturma pozisyonundan almıştır. Özellik olarak uzun benekli tüylü yapısıyla ve atletik haliyle, sarkık kulakları onu sevmemiz için bile bir neden olabilir. Bazen bekçi köpeği olarak kullanılsada asla bir koruma köpeği yerine koyulmamalıdır.

Yazının devamı ve görselleri AVDOĞA DERGİSİ ARALIK 2019 199. SAYISINDA

ABONE OLMAK İÇİN 05443414082 WhatsaAp ABONE yazın sizi arayalım veya linki tıklayarak abone olunuz

https://docs.google.com/forms/d/e/1FAIpQLSf4-3si7QVXaAdwJymBmKm5RH1V5k_MGBkOzWAmP1D00XeMPw/viewform

Previous post AVDOĞA DERGİSİ 199. SAYIMIZ ÇIKTI..
Next post AVCILIĞIN ZORLUKLARI / Mustafa ÖZKAN