Kenelerle Mücadelede Bıldırcın, Keklik ve Sülün Kullanımı: Gerçek mi, Yanılgı mı?
Kenelerle Mücadelede Bıldırcın, Keklik ve Sülün Kullanımı

Bir Yanlış Bilginin Doğaya Bedeli
Son yıllarda Türkiye’de Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) gibi kenelerin taşıdığı ölümcül hastalıkların artmasıyla birlikte kamuoyunda ve bazı yerel yönetim uygulamalarında “doğal çözüm” adı altında yeni bir eğilim doğdu: Kenelere karşı bıldırcın, keklik ve sülün salımı.
Bu fikir cazip gibi görünse de, bilimsel temelden yoksun ve hatta ekosistem açısından son derece tehlikeli sonuçlar doğurabilecek bir yaklaşımdır. Çünkü zannedildiği gibi bu kuşlar keneleri öldürmemekte, tam aksine keneler bu kuşları enfekte ederek ölümlerine neden olabilmektedir.

1. Bu Yanılgı Nereden Çıktı?
Bu yanlış uygulamanın temelinde, bazı kuşların böceklerle beslendiği bilgisi yatmaktadır. Keklik, bıldırcın ve sülün gibi yer kuşları, toprakta yaşayan böcekleri, çekirgeleri ve bazı küçük larvaları besin olarak tüketir. Bu yüzden halk arasında “keneleri de yerler” algısı oluşmuştur. Ancak:
Keneler, böcek değil; kan emici akarlar (parazitler) sınıfındadır.
Ve bu kuşların temel besin kaynakları arasında keneler yoktur.
2. Bilimsel Bulgular: Keneler Kuşlara Zarar Veriyor

Yapılan bilimsel çalışmalar, özellikle yer kuşlarının, keneler için bir avcı değil, konakçı (taşıyıcı ve besleyici) olduklarını ortaya koymaktadır:
a) Kuşlar Keneler İçin Konakçı Görevi Görür
- Keklik ve bıldırcın gibi kuşlar sık otlu alanlarda ve yer yüzeyine yakın yaşadıkları için keneler tarafından kolayca hedef alınırlar.
- Bu kuşların vücutlarında 10-50 arasında kene tespit edilmiş vakalar vardır.
- Kuşlar, keneleri biyolojik olarak yok etmez, aksine onların yayılmasına yardımcı olabilir.
b) Kuşların Kene Taşıyıcılığı: Epidemiyolojik Tehdit
- Kuşların uzun mesafeler kat edebilmesi, kenelerin taşınarak yeni alanlara yayılmasına neden olabilir.
- Özellikle göçmen kuş türleriyle bu risk daha da artar.
- Kene taşıyan kuşlar, KKKA gibi hastalıkları da yayabilir.
c) Kene Bulaşısı ve Kuş Ölümleri
- Özellikle genç ve bağışıklığı düşük bıldırcın, keklik ve sülünlerde, yoğun kene teması sonucunda kan kaybı, enfeksiyon ve ölüm vakaları bildirilmiştir.
- Doğaya salınan bu kuşlar kısa sürede ya enfekte olup ölmüş ya da yırtıcılar tarafından avlanmıştır.

3. Ekosistem Üzerindeki Zararlı Etkiler
Yanlış uygulamalar sadece kuşları değil, doğal dengeyi de tehdit eder:
a) Yerli Popülasyonlara Baskı
- Salınan keklik veya bıldırcınlar, yerli türlerle rekabet eder.
- Genetik saflığın bozulmasına ve hastalık yayılımına neden olabilir.
b) Av Hayvanlarının Zayi Edilmesi
- Binlerce lira harcanarak doğaya salınan av kuşlarının çoğu ya keneler ya da yırtıcılar tarafından yok edilir.
- Bu, doğal kaynakların ve bütçenin israfıdır.
c) Kene Popülasyonu Azalmıyor
- Keneler ancak sistematik ve çok yönlü bir mücadele ile azaltılabilir. Kuş salımı ise kenelere karşı etkisiz kalır.
4. Bilimsel Öneriler ve Gerçekçi Mücadele Yöntemleri
Kenelerle mücadele ancak bilimsel, sürdürülebilir ve çok katmanlı bir yaklaşımla mümkündür:
a) Doğal Yırtıcılar: Karınca, örümcek, bazı sürüngenler
- Kene larvalarını tüketen yerel yırtıcılar korunmalıdır.
b) Habitat Yönetimi
- Çalılıkların temizlenmesi, otların düzenli biçilmesi, kene popülasyonunu ciddi biçimde azaltır.
c) Koyun ve sığır gibi büyükbaş hayvanlarda ilaçlı küpe ve kene düşürücü ilaç kullanımı
- Veteriner kontrolünde yapılmalıdır.
d) Halk Eğitimi ve Kişisel Korunma
- Uzun giysiler giyilmesi, açık arazide bulunurken kene kontrolü yapılması.
Sonuç: İyi Niyetli Ama Bilim Dışı Bir Uygulama
Kenelere karşı bıldırcın, keklik ve sülün gibi av kuşlarını salmak:
- Ne ekolojik,
- Ne bilimsel,
- Ne de ekonomik olarak doğru bir yöntem değildir.
Bu hayvanlar keneleri yok etmek yerine onlara ev sahipliği yapmakta, dolayısıyla halk sağlığına değil, kenelere katkı sunmaktadır.
Kenelerle savaş, sadece doğaya değil, bilgiye saygı duyan, bilim temelli ve disiplinli bir mücadele ile kazanılabilir. Aksi halde, doğaya salınan her keklik, hem canından olabilir, hem de döngüsel bir hastalık zincirinin taşıyıcısı hâline gelebilir.
Kaynakça:
- Estrada-Peña et al., “Ticks as vectors: biology, ecology and control”, Oxford University Press
- GTCM 2022, Türkiye Zoonotik Hastalıklar Raporu
- Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, 2023 Sülün ve Keklik Popülasyonu Raporu
- Türkiye Parazitoloji Dergisi, 2019, “Kenelerle mücadelede yanlış yaklaşımlar”
- WHO – World Health Organization: Tick-borne disease prevention guidelines