Gençlerimizin hayal bile edemedikleri, orta yaşlılarımızın ancak duymuş olabildikleri yaşlılarımızın ise ancak son hallerini görmüş oldukları eski bıldırcın avcılarını, bıldırcın avının mevsimini yaşadığımız bu günlerde aklımıza getirmek, bizleri hangi derecede hüzünlendireceğini bilemem. Fakat İstanbul’un merkezinden 30-40 kilometre bile uzaklıkta olmayan bugünkü Ataköy’den başlayan ve Büyükçekmece’nin doğusuna kadar uzanan Marmara Denizi’nin kıyılarının adeta bıldırcınların istilasına uğradıklarını, 50-60 sene kadar önce bu kuşların ne kadar bol olduklarını düşünmek akıllara durgunluk getireceği kesindir.

Tabii ki Eylül ve Ekim aylarında coğrafyamıza akın eden bıldırcınlar Silivri, Marmara Ereğlisi, Şarköy, Mürefte, Gelibolu gibi Marmara Denizi’nin kıyılarını doldurur, geniş alanlara yayılırdı.

Fakat bu kuşların esas geçidi Küçükçekmece ile Büyükçekmece göllerinin ağızlarının arasında gerçekleşiyordu. Eskiler bu yerlere “Angurya Çiftliği” adını takmışlardı. Haramidere’nin ise adını bir zamanlar taş köprüsünün başında yolcuların yolunu kesen haramilerden (eşkıyalardan) aldığı rivayet edilmektedir.

Nitekim bu yerler bıldırcınların göçlerinde kullandıkları rotalarının üstündeydi. Eski avcılar ifadelerinde bu geçitlerinin bolluğunu pekiştirmek için söz konusu yerlerin altında, bıldırcınları çeken bir mıknatısın bulunduğundan yarı ciddi, yarı şaka söz ederlerdi.

Yazının devamı ve görselleri AVDOĞA DERGİSİ EYLÜL 2019 SAYISINDA
ABONE OLMAK İÇİN 05443414082 WhatsaAp ABONE yazın sizi arayalım veya linki tıkl
ayınız https://docs.google.com/forms/d/e/1FAIpQLSf4-3si7QVXaAdwJymBmKm5RH1V5k_MGBkOzWAmP1D00XeMPw/viewform

Previous post Kalahari Çölünde Av Peşinde 7
Next post SÜNGÜLER