Toplu mezarda milyonlarca hayvanın çürümesi yeraltı sularını zehirlemiş olabilir Danimarka’da insanlara mutasyona uğramış koronavirüs bulaştırdıkları gerekçesiyle katledilen vizonlar gerçek bir kabusa dönüştü.
Çiftliklerde kürkleri için yetiştirilen ve nüfusları 15-17 milyon arasında değişen vizonların tamamının geçen ay itlaf edilip gömülmesi, Danimarka’ya yepyeni sorunlar getirdi.
İlk etapta itlaf edilen 10 milyon vizonun derine gömülmedikleri için zombi gibi toprağın yüzeyine fırlaması, bunun üzerine kalıntıların daha derine gömülmesi ya da yakılmasının tartışılması, bu gelişmeler arasında tarım bakanının istifa etmesine sahne olan Danimarka’da, bu kez vizon toplu mezarlarının yeraltı sularının kirlenmesine yol açmış olabileceği uyarısı yapıldı.
Öldürülen vizonların toprağın altında çürüyüp bozulmasının yeraltı sularını kirletmiş olabileceğini kabul eden hükümet, 1.5 milyon vizona tekabül eden 4700 ton ölü hayvanın izini kaybettiğini de itiraf etti.
‘Mezarların hemen altındaki yeraltı suları derhal kirlenme tehlikesiyle yüz yüze’
Danimarka Çevre Koruma Kurumu, hayvanların gömüldüğü iki yerde kazı yaptığını ve su numuneleri aldığını duyurdu. Kurumun baş jeologu Geus Claus Kjoller, yeraltı sularının yüzeyinin çürüyen hayvanlardan akan sıvalarla çoktan zehirlenmiş olabileceğini söyledi. Kurumun başkanı Per Schriver de “Mezarların hemen altındaki yeraltı suları derhal kirlenme tehlikesiyle yüz yüze” dedi.
‘Bu nasıl olabilir diye saçını başınızı yolabilirsiniz’
Yeni Gıda ve Tarım Bakanı Rasmus Prehn de bazı hayvanların nerede ve nasıl bozuşmakta olduklarını bilmediklerini söyledi.
“Kulağa çılgınca gelse de her vizonun hesabını veremiyoruz” itirafında bulunan Tarım Bakanı Prehn “Bu nasıl olabilir diye saçını başınızı yolabilirsiniz, ama maalesef gerçek bu. Sandığımızdan daha fazlasının gömülmüş olması ihtimali var, şimdilik en mantıklı izahatımız bu” diye konuştu.
Bu açıklamaların ardından itlaf edilen milyonlarca vizonun yeniden gömülmesi gündemde. Hükümet vizon katliamına başlamadan önce itlaf ve toplu mezarların herhangi bir sağlık riski ya da çevreye tehdit oluşturmadığını iddia etmişti…
