2003 yılının Ekim ayı sonları. Arkadaşlarla kararlaştırdığımız gibi bir Cumartesi günü öğle saatlerinde Milas’tan, Söke istikametine doğru Lutfullah’ın arabası ile yola çıktık. Arabanın içinde Ormancı Lutfullah DEMİRKAN, Koru Köyünden Boyalı Bıyık İsmail KARABULUT, Hüseyin SEVER ve ben olmak üzere dört kişiydik.

Hatasız, kazasız rahat bir yolculuktan sonra Beşparmak dağlarının eteklerine kurulu olan eski adı Azap yeni adıyla Yeşilköy’e vardık. O köyde ikamet etmekte olan avcı dostum Mustafa Ali Aydınlık bizleri evinin önünde omuzda tüfek, sırtta çanta, belde fişeklik olmak üzere hazır kıta bekler vaziyette bulduk. Fazla oyalanmadan arkadaşımızı da arabaya alıp yola çıktık, Kısa bir yolculuktan sonra dağın yamaçlarında kadar uzanan patika yolun sonuna vardık.  İlk işimiz çadırları kurmak oldu. Sonrası Tüfek ve gerekli eşyaları yanımıza alıp dağın yamacına avcı kolu dizilip ava başladık. 200 metre ancak gitmiştik iki kaya arasından bir keklik fırladı.  Atışa müsait şekilde olmasa da tam göstermeden tetiği çektim. Sonuçta kekliği vuramadım. Moralim bozulmuştu. Kendi kendime söylene, söylene ilerlemeye devam ettim. Bir müddet sonra köpekler yeni bir koku tuttular ve devamında dik kayaların aralarına doğru gittiler.  Fakat bir yere geldiler dayandılar artık ilerlemeleri imkânsızdı. Bunu gören M. Ali her birimizi yüksekçe bir kayanın üzerine çıkardı. Kendiside eline irice bir taş parçası alıp bir kayanın üzerine çıktı ve elindeki taşı aşağıdaki dik kayanın üzerine doğru savurdu, kopan taşın parçaları her biri ayrı yöne doğru dağıldı.

Yazının devamı ve görselleri AVDOĞA DERGİSİ EYLÜL 2019 SAYISINDA
ABONE OLMAK İÇİN 05443414082 WhatsaAp ABONE yazın sizi arayalım veya linki tıkl
ayınız https://docs.google.com/forms/d/e/1FAIpQLSf4-3si7QVXaAdwJymBmKm5RH1V5k_MGBkOzWAmP1D00XeMPw/viewform

Previous post Av Arkadaşınızın Köpeği ile Avlanmanın Adabı-ı Muaşereti ( Görgü ve Nezaket Kuralları )
Next post ELLİ YILDAN SONRA “RAHMETLİ KAMİL ÜÇBAŞ BEYİN ANISINA”