Araştırma: Avrupa’nın ilk avcı-toplayıcıları Buz Devri’nde yok olmadı

Read Time:4 Minute, 19 Second

Binlerce yıl önce yok olduğu sanılan Avrupalı avcı-toplayıcı toplulukların, Buz Devri’nden sağ kurtulduğu ortaya çıktı.

Adam Ben Rohrlach*

Avcı-toplayıcılar, Buz Devri’nde güneybatı Avrupa’ya sığındı; dün Nature ve Nature Ecology & Evolution dergilerinde yayınlanan iki yeni araştırmanın aktardığı kadarıyla, sonradan İtalya yarımadasına yerleşti. Modern insanlar ilk kez yaklaşık 45 bin yıl önce yakın doğudan gelerek Avrasya’ya yayılmaya başladı. Daha eski araştırmalar, bu insanların yaklaşık 25 bin ilâ 19 bin yıl önce devasa buz tabakaları Avrupa’nın büyük kısmını kapladığında yok olduğunu öne sürüyordu. Şimdiyse farklı antik insanların DNA’larını karşılaştırarak bu görüşün avcı-toplayıcı grupların tamamı açısından geçerli olmadığını gösteriyoruz.

Ulaştığımız yeni sonuçlar, orta ve güney Avrupa’daki avcı-toplayıcıların yaşanan son Buz Devri’nde ortadan kaybolduğunu ortaya koyuyor. Bununla birlikte, günümüzde Fransa ve İspanya’da yaşayan kuzenleri varlığını devam ettirdi ve arkalarında yaklaşık 30 bin yıl sonra batı Avrupa halklarının DNA’sında hâlâ saptanabilen genetik izler bıraktı.

İÇ İÇE GEÇMİŞ BİR HİKÂYE VE İKİ ARAŞTIRMA

Nature dergisinde yayınlanan ilk araştırmamızda, tarih öncesinden kalan 356 avcı–toplayıcının genomlarını -yani bir insanın taşıdığı tam DNA dizisini- inceledik. Aslında, araştırmamızda var olan bütün eski avcı-toplayıcı genomlarını karşılaştırdık.

Nature Ecology & Evolution dergisinde yayınlanan ikinci araştırmamızda, İspanya’nın güney ucundan elde edilen ve günümüzden yaklaşık 23 bin yıl önce yaşamış olan birine ait en eski avcı-toplayıcı genomunu inceledik. Buna ek olarak, yaklaşık 6 bin yıl önce güney İspanya’da yaşayan üç erken dönem çiftçisinin genlerini de inceledik. Bu inceleme, bu bölge bazında mühim bir örneklem eksikliğini gidermemizi sağladı.

Artık bu iki araştırmanın sonuçlarını birleştirerek insanlığın Avrupa’daki tarihine ilişkin bugüne dek yazılan en bütünlüklü hikâyeyi öğrenebiliriz. Bu hikâye göçleri, insanların Buz Devri’nin etkileri karşısında geri çekilişini, uzun süreli genetik soyları ve kayıp toplulukları içeriyor.

BUZ DEVRİ SONRASI GENETİK YENİLENME

Günümüzden 32 bin ilâ 24 bin yıl önce, Avrupa kıtasında yaygın biçimde (‘Gravettian kültürü’ adıyla bilinen topluluklarla bağlantılı olan) avcı-toplayıcı bireyler yaşıyordu. Bu kritik tarih dilimi, Son Buzul Maksimumu’nda sona erdi. Bahsi geçen, Avrupa’da yaşanan son buzul çağının en soğuk dönemiydi ve günümüzden 24 bin ilâ 19 bin yıl önce yaşandı.

Verilerimiz, Avrupa’nın (günümüzde Fransa ve İberya’nın bulunduğu) güneybatısından ve ayrıca (şu anda İtalya ve Çek Cumhuriyeti’nin bulunduğu) orta ve güney Avrupa’dan gelen toplulukların genetik açıdan yakından bağlantılı olmadığını ortaya koyuyor. Bu iki farklı grup, genlerden ziyade birbirini andıran silahlar ve sanatla birbirine bağlı.

Orta ve güney Avrupa’da yaşayan Gravettian topluluklarının Son Buzul Maksimumu’nun ardından geride hiçbir genetik işaret bırakmadıklarını, başka bir deyişle, aniden ortadan kaybolduklarını görebiliyorduk. ‘Epigravettian’ adıyla bilinen daha sonraki bir kültürle ilişkilendirilen bireyler, Gravettian’ın soyundan gelmiyordu. Nature dergisinde yayınlanan makalenin ortak yazarlarından biri olan He Yu’ya göre, onlar “Genetik açıdan bölgenin önceki yerleşimcilerinden farklılar. Büyük ihtimalle, bu insanlar Balkanlar’dan buraya geldiler; ilk olarak Son Buzul Maksimumu zamanında kuzey İtalya’ya geldiler ve sonrasında güneye doğru ilerleyip Sicilya’ya kadar yayıldılar.”

Orta ve güney Avrupa’da elde ettiğimiz veriler, İtalyan yarımadasındaki Epigravettian toplumuyla bağlantılı bireylerin ilerleyen dönemde Avrupa’ya yayıldığını gösteriyor. Bu göçler, Buz Devri’nin bitmesinin ardından, günümüzden yaklaşık 14 bin yıl önce gerçekleşti.

İKLİM SIĞINAĞI

Orta ve güney Avrupa’daki Gravettian toplumu yok olurken, güneybatıdaki toplulukların kaderi farklı oldu. Sonraki 20 bin yıl boyunca, batı Avrupa’da güneybatı Gravettian topluluklarının genetik profilini pek çok defa belirledik. Bunu öncelikle onların soyundan gelen ve ‘Solutrean’ ve ‘Magdalenian’ kültürleri diye bilinen torunlarında tespit ettik. Bunlar, Buz Devri süresince güneybatı Avrupa’ya sığınarak gelişen insanlardı. Buz Devri sona erdiğinde Magdalenianlar kuzeydoğuya ilerleyerek tekrar Avrupa’ya yayıldılar.

Alışılmadık bir şekilde, İspanya’daki Malalmuerzo mağarasında bulunan bir Solutrean bireye ait 23 bin yıllık kalıntılar, Avrupa’ya yerleşen ilk modern insanlarla doğrudan bir bağlantı kurmamıza imkân tanıdı. Onları, Belçika’da keşfedilen ve günümüzden 35 bin yıl önce yaşamış bir bireye ve ardından, Son Buzul Maksimumu’ndan çok sonraları batı Avrupa’da yaşayan avcı-toplayıcılarla ilişkilendirebiliyoruz.

Buz Devri esnasında deniz seviyeleri şimdikinden daha düşüktü ve İspanya’nın güney ucu ile Kuzey Afrika arasında yalnızca 13 kilometrelik bir mesafe mevcuttu. Bununla beraber, güney İspanya ve kuzey Fas’ta, günümüzden 14 bin yıl önce yaşamış olan bireyler arasında hiçbir genetik ilişkiye rastlamadık. Bu durum, Avrupalı toplulukların Buz Devri boyunca güneye doğru çekilirken, kuzey Afrika’ya ulaşmadan önce şaşırtıcı bir şekilde durduklarını ortaya çıkardı.

Ulaştığımız sonuçlar, İber Yarımadası’nın Buz Devri boyunca insanlar açısından güvenli bir sığınak olarak yerine getirdiği işlevi gözler önüne seriyor. Avcı-toplayıcıların ardında bıraktığı genetik miras, doğuda yaşayan uzak akrabalarının aksine, 30 bin yıldan fazla bir süre sonra da bölgedeki varlığını sürdürecekti.

BUZ DEVRİ’NİN ARDINDAN ETKİLEŞİM

Buz Devri’nin sona ermesinden yaklaşık 2 bin yıl sonra, yine genetik bağlamda farklı olan iki avcı-toplayıcı grup mevcuttu. Batı ve orta Avrupa’da ‘eski’ grup ve doğu Avrupa’da ‘daha yeni’ olan grup yaşamaktaydı. Bu gruplar, günümüzden yaklaşık 8 bin yıl öncesine dek, yaklaşık 6 bin yıl boyunca güneybatı avcı-toplayıcı topluluklarıyla yaşanan bir genetik alışverişe dair hiçbir kanıt taşımıyordu. Bu dönemde Anadolu’dan Avrupa’ya göç eden yeni toplumlarla tarım ve yerleşik yaşam biçimi yayılmaya başlamış, bu durum ise avcı-toplayıcıları Avrupa’nın kuzey sınırlarına çekilmeye zorlamıştı.

*Adelaide Üniversitesi’nden arkeogenetik uzmanı


Yazının orijinali The Conversation sitesinden alınmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan) Kaynak Duvar

Happy
Happy
0 %
Sad
Sad
0 %
Excited
Excited
0 %
Sleepy
Sleepy
0 %
Angry
Angry
0 %
Surprise
Surprise
0 %

About Post Author

Previous post 3 Mart Dünya Yaban Hayatı Günü
Next post Bu kemirgen Vatikan’a göre kesinlikle bir balık! Peki ama gerçekten öyle mi?