ELLİ YILDAN SONRA “RAHMETLİ KAMİL ÜÇBAŞ BEYİN ANISINA”

Read Time:2 Minute, 1 Second

ELLİ YILDAN SONRA

“RAHMETLİ KAMİL ÜÇBAŞ BEYİN ANISINA”

Kop dağını inip doğuya devam ederseniz ilk yerleşim yeri Aşkale’dir. Aşkale varlık vergisi döneminde Ermeni ve Rumların sürgün yeri, taş kırma kampıdır. İsmide yemek, (aş) yapılan yer anlamına gelir. Aşkale’nin içinden geçen dere ve çevresinde yarı ormanlık, makilik, vadi oldukça geniştir. Pek çok bük mevcuttur. Derenin her iki yakasını takip eder. İdeal domuz, ördek ve diğer av hayvanlarının yaşayacağı özel av sahası gibidir.

ELLİ YILLIK ÖZLEM

1970’lerden beri  Doğu Anadolu avlarına giderken ağzımın suyu akarak seyrettiğim bu güzel vadide av yapmak 2019 Ağustos ayının son haftasına denk geldi. Trabzon eşrafından duayen fındık sanayicisi rahmetli Kenan Oltan’ın kuzeni sevgili Muhlis Esercan’ın daveti ile bu av partisine katıldım.

Çarşamba’dan yeni dost olduğum Avcı Namık Köni’yide alarak kampın ilk günü akşamı katıldık. Dört kişilik gurubun dinamosu-aşçısı-Şeref Aydın 76 bıldırcınlık güveci ile rekorlar kitabına girmeye iddialı bir arkadaş. Diğer iki avcı Mevlüt Kan ve Ayhan beygibi avcılar görmüş geçirmiş, kişilikleri oturmuş ağır başlı arkadaşlardı. Namık’la benim katılımlarımızla taze enerji kazanan ve büyüyen gurup akşam yemeğini, güle oynaya yedi. Biraz anasonla masaya renk kattık. Demlenen çay ve sohbet uykuyu erken getirdi. Trabzon’luüstad avcı Hayati Pirselimoğlu’nun çadırına benzer tam 45 yaşında çok kullanışlı çadırımızın içinde yumuşak bir havada uyku tulumlarına girdik. Bir süre sonra afakanlar bastı kan ter içinde uyandım. Bir cüce adam beni yakaladı popoma bir enjeksiyon yaptı. Epey acı duydum rüyamda. Bu kadar bıldırcın güvecinin yarısını zor yemiştik. Tok karnına uyumak sert zeminde üstüne üstlük karabasan basar tabi. Yıllar yılı av için saat 5’te otomatik uyanırım. Çadırdan çıkıp etrafa bakınca ne kadar güzel bir yerde olduğumuzu iyice anladım.Beş söğüt ağacının gölgesinde iki – üç çadır hemen kenarda Karasu çayı akıyor. Güney tarafta köy çok yakın. Köy yumurtası, tereyağ, bal bol. Sabah kahvaltısı yapmadan ava çıkıyoruz. Bir kaç kilometre sonra koca uçsuz bucaksız bıldırcın avlağı. Fiğ, arpa, buğday, yonca, su kanalları, ortasında küçük bir dere olursa böyle olur, av sahası Namık beyin iki sefer, benim iki sefer güzel fermalar, güzel traves atışlar, kaçana sevgiler mantığı ile ava koyulduk. Trabzon’lu arkadaşlar daha deneyimliler. Hep beraber üç saat avlanıp kampa döndük. Herkes mutlu idi. Hasılatı buzluğa koyup kahvaltı herkesin katılımı ile çabuk hazırlandı.

Yazının devamı ve görselleri AVDOĞA DERGİSİ EYLÜL 2019 SAYISINDA
ABONE OLMAK İÇİN 05443414082 WhatsaAp ABONE yazın sizi arayalım veya linki tıkl
ayınız https://docs.google.com/forms/d/e/1FAIpQLSf4-3si7QVXaAdwJymBmKm5RH1V5k_MGBkOzWAmP1D00XeMPw/viewform

Happy
Happy
0 %
Sad
Sad
0 %
Excited
Excited
0 %
Sleepy
Sleepy
0 %
Angry
Angry
0 %
Surprise
Surprise
0 %

About Post Author

Previous post 2003 Beşparmak Keklik
Next post POUNTER (POİNTER)